Kölelik ne zaman, hangi antlaşma ile kaldırılmıştır ?
Kölelik tarihi, insanlık tarihinin en karanlık dönemlerinden biridir. Binlerce yıl boyunca birçok medeniyet kölelik sistemini benimsemiş ve sürdürmüştür. Ancak, zaman içinde kölelik karşıtı hareketler ve uluslararası antlaşmalar kölelik pratiklerine son vermek için önemli adımlar atmıştır.
Kölelik Tarihine Genel Bakış
Kölelik, insanların başka insanları mülkiyetleri altında sahip alma ve kontrol etme pratiğidir. Köleler, fiziksel emek, cinsel istismar, zorla çalıştırma ve kişisel özgürlüklerinden yoksun bırakılma gibi acımasız şartlara maruz kalmışlardır. Kölelik, antik çağlardan başlayarak Orta Çağ, Yeni Çağ ve hatta modern dönemlere kadar devam etmiştir.
Antik çağlarda, kölelik birçok medeniyetin temel bir parçasıydı. Örneğin, Roma İmparatorluğu’nda köleler, geniş arazilerde ve zengin evlerde çalıştırılarak toplumun ekonomik yapısını ayakta tutuyordu. Benzer şekilde, Yunanistan’da da köleler medeniyetin gelişimine katkıda bulunmak için kullanılıyordu.
Orta Çağ boyunca Avrupa’da kölelik sistemi biraz değişiklik gösterdi. Feodal sistemde kölelik, toprak sahiplerinin zanaatçılar veya çiftçiler üzerinde sahip oldukları kontrolü ifade ediyordu. Bu dönemde, ırklara dayalı kölelik de yaygındı ve Afrika’dan getirilen köleler, Avrupa’da emek gücü olarak kullanılıyordu.
Yeni Çağ ile birlikte kölelik sistemi daha da kompleks hale geldi. Keşifler ve kolonileşme süreci, Afrika’nın sömürge güçlerince köle pazarına dönüştürülmesine yol açtı. Transatlantik Köle Ticareti, milyonlarca Afrikalının Amerika’ya zorla götürülmesiyle kölelik tarihinin en karanlık ve acı dolu dönemlerinden biri haline geldi.
Kölelik Kaldırılmasına Giden Süreç
Kölelik kaldırılmasına giden süreç, insanlık tarihindeki aydınlanmanın bir sonucudur. Aydınlanma döneminde, insan haklarının evrenselliğine dair fikirler ortaya çıktı ve kölelik sistemi sorgulanmaya başlandı. Özgürlük, eşitlik ve insan onuru gibi kavramlar ön plana çıktı ve kölelik toplumun vicdanında bir sorun haline geldi.
XIX. yüzyılda kölelik karşıtı hareketler hız kazandı. Filozoflar, yazarlar ve aktivistler, köleliğin ahlaki açıdan kabul edilemez olduğunu savunmaya başladılar. John Locke, Jean-Jacques Rousseau, Voltaire ve diğerleri, kölelik karşıtı düşünceye katkıda bulunan önemli isimler oldu.
Bu fikirlerin sonucunda, birçok ülke köleliği yasal olarak kaldırmak için adımlar atmaya başladı. İlk olarak, köle ticaretine sınırlamalar getirildi ve ardından köleliğin tamamen kaldırılması için çaba sarf edildi.
Kölelik Tarihinde Önemli Antlaşmalar
Kölelik tarihinde önemli antlaşmalar, köleliğe son vermek için atılan adımların ve toplumun değişen bakış açısının bir yansımasıdır. İşte kölelik kaldırılmasıyla ilgili bazı önemli antlaşmalar:
İngiltere - Somerset Davası (1772): Bu dava, köleliği yasal olarak sona erdiren önemli bir karardı. Davaya konu olan köle James Somerset’un özgürlüğünü talep etmesi, mahkemenin köleliği insan haklarına aykırı görmesiyle sonuçlandı.
Fransa - Santo Domingo Ayaklanması (1791-1804): Bu ayaklanma, Haiti adasında gerçekleşti ve kölelerin ayaklanarak kölelik sistemine son vermesini sağladı. Bu olay, köleliğin zorla sona erdirilmesi açısından büyük bir öneme sahiptir.
Amerika Birleşik Devletleri - Emansipasyon Bildirgesi (1863): Amerikan İç Savaşı sırasında, Abraham Lincoln, Emansipasyon Bildirgesi’ni imzalayarak köleliği yasal olarak sona erdirdi. Bu bildiri, kölelerin özgürlüğünü garanti altına alan kritik bir belgedir.
Birleşmiş Milletler - Kölelik ve Köle Ticaretinin Kaldırılması Sözleşmesi (1926): Bu sözleşme, kölelik ve köle ticaretinin tamamen kaldırılması için uluslararası bir çaba olarak kabul edilir. Bu sözleşme, uluslararası toplumun kölelik ile mücadelede birlikte hareket etmesini sağlamıştır.
Yukarıda bahsedilen antlaşmalar sadece bazı örneklerdir ve kölelik kaldırılması ile ilgili daha birçok antlaşma ve yasa bulunmaktadır.
Sonuç olarak, kölelik tarihi insanlığın en karanlık dönemlerinden biridir. Ancak, kölelik karşıtı hareketler ve uluslararası antlaşmalar kölelik sistemiyle mücadele etmek ve sona erdirmek için önemli adımlar atmıştır. Kölelik tarihine bakışımızı anlamak ve bu travmatik dönemi hatırlamak, insan haklarına olan inancımızı ve kölelikle mücadelemizi güçlendirecektir.