Feromon nedir ?
Aynı türe ait bireyler arasındaki sosyal iletişimi tetikleyen kimyasal maddelere feromon denir. Yunanca kökenli bir sözcük olan feromon aslında hormon taşıyan anlamına gelmektedir. Canlılar bu tür kimyasal maddeleri vücut dışına salgılamaktadırlar.
Feromonlar hem tek hücreli prokaryot hem de çok hücreli ökaryot canlılarda bulunmaktadır. İlk defa 1956 yılında ipek böcekleri üzerinde yapılan çalışmalar esnasında tespit edilmiştir. İnsanlar başta olmak üzere çeşitli böcek türleri, kurbağalar, örümcekler, yılan ve timsah gibi sürüngenler vücutlarında bu kimyasal maddeyi barındırmaktadırlar.
Esasen bir hormon olan feromon sosyal ilişkilerin yoğun olduğu canlı topluluklarında iletişimi sağlamak ve hiyerarşiyi korumak adına salgılanır. Genellikle koku formunda olan bu maddeler bireyin kendi türünün diğer bireylerini, karşı cinsini, düşmanlarını ve anne ile babasını tespit etmesini sağlar. İnsanlarda algılanması yukarıda bahsi geçen hayvan türlerine göre çok daha zordur. Çünkü burnumuzda yer alan vomeronazal organ yani feromonları algılayan organ evrimsel süreç içinde giderek önemli ölçüde körelmiştir.
Feromonlar, alıcı bireylerin davranışlarını etkilemek için salgılanan ve hedef birey açısından hormonlar gibi hareket edebilen kimyasallardır. Yiyecek izi feromonları, seks feromonları ve davranış veya fizyolojiyi etkileyen feromonlar gibi çeşitleri vardır. Bazı omurgalı canlılar, bitkiler ve siliyatlar da feromon kullanarak iletişim kurarlar. Feromonların ekolojik işlevleri ve evrimi, kimyasal ekoloji alanında önemli bir araştırma konusudur.
Feromon sözcüğü ilk defa ne zaman, kim tarafından kullanılmıştır ?
Biyoloji literatüründe feromon sözcüğü ilk defa 1959 yılında Peter Karlson ve Martin Lüscher tarafından kullanılmıştır.
Çeşitli hayvan türlerinin feromonlar vasıtası ile iletişim kurdukları ve birbirlerini takip ettikleri bilinen bir gerçektir. Esasen feromonlarla iletişim gizli bir iletişim şeklidir. Bir bireyden aynı türden başka bir bireye bu kimyasallar aracılığı ile sinyaller gönderilir. Bu, sinyalleri alan bireyde hormonal bir değişikliği veya belirli bir davranışı tetikler.
Kısa etkili salgılayıcı feromonlar, anlık ve belirli bir davranışsal tepkiye neden olma eğilimindedir. Sinyal verici feromonlar ise genel sağlık durumu, beslenme şekli ve hiyerarşideki yer hakkında bilgiler verir. Modülatör feromonlar ruh halini ve duyguları etkiler. Primer feromonlar ergenlik ve menstruasyon gibi üreme ve gelişim sistemlerini etkiler.