Pralin nedir ? Nasıl yapılır ?
Merakımı yatıştırmak için, pralinin tatlı serüvenine dalıyorum. Hikayesi 17. yüzyıla, Fransa’ya uzanıyor. Öğreniyorum ki, pralin adını ünlü asker ve diplomat Prens de Condé’nin aşçısı olan Clément Jaluzot’tan almış. Rivayete göre, bu yetenekli aşçı kazayla kavrulmuş fındıkları erimiş şekere dökmüş ve böylece praline hayat vermiş. Bunu düşündükçe, tatlı kazaların ne denli lezzetli olabileceğine şaşırıyorum. Marie Antoinette ve Madame de Pompadour gibi Fransız soylular arasında hızla popüler hale gelen bu lezzet, aristokrasinin mutfağından çıkıp, zamanla benim gibi tatlıseverlerin kalbini fethetmeyi başarmış.
Merakımın derinliklerinden süzülen tatlı bir hikayeyle karşınızdayım: Pralinin aristokratik doğuşu. Fransa’nın 17. yüzyıl saray mutfağından doğan pralin, asillik ve zarafetin çikolata formuna bürünmüş halidir. Pralinin ilk yaratıcısı, ünlü Fransız Mareşali Duc de Plessis-Praslin’in kişisel aşçısı Clement Lassagne olduğu rivayet edilir.
Söylenene göre Lassagne önce nuga benzeri karışımı, kavrulmuş badem ve karamelize şekerle hazırladı. Bu karışımı parçalara ayırarak, yüksek toplumun zevkine uygun bir lezzet şöleni sundu. Soylular, bu incelikli lezzeti alabilmek için yarıştılar. Ve böylece, pralin, çikolatanın klas ve zarafetiyle özdeşleşmiş, tatlı düşkünü soyluların gözdesi haline geldi.
Yıllar önce, zengin ve yumuşak pralini ilk keşfettiğimde, tıpkı birçok Avrupalı gibi büyüsüne kapılmıştım. Fransa’daki zanaatkârların mükemmelleştirdiği bu tatlı, çikolata kaplı fındık ezmesiyle başladı ve benim gibi tatlıya tutkun herkesin kalbini fethetti. Pralinin lezzeti, o zamanlar bile sınırları aşarak kısa sürede Avrupa’nın dört bir yanına yayıldı.
İlk pralinin, bir mutfak kazası sonucu ortaya çıktığı söylenir. Yıllar içinde, bu basit tarif soyluların sofralarını süsleyen sofistike bir lezzete dönüştü. Çikolatacıların ellerinde şekillenen pralin, Avrupa aristokrasisinin en prestijli hediyelerinden biri haline geldi. Avrupa’yı fetheden bu lezzet devrimiyle pralin, şık kutular içinde sunulan bir sanat eserine dönüşmüştü ve ben o sanatın peşinden giden bir gurme olarak, pralinin yolculuğunu takip etmekten büyük keyif aldım.
Pralin yapımında ben bir sanatçının tuvali önünde hissederim; her çeşit, yeni bir eser, farklı bir hikaye anlatıyor. Geleneksel fındık ya da badem ezmesine dayalı reçeteler artık yeterli değil. Günümüz pralinleri, superfood’larla, egzotik meyvelerle ya da baharatlarla zenginleştiriliyor. Farklı kültürlerin mutfakları, çikolatanın bu lüks formunda buluşuyor, damaklarda unutulmaz lezzet patlamaları yaratıyor. Vegan ya da glutensiz seçenekler sunarak herkesin pralin keyfi sürmesine olanak tanıyan yenilikler de cabası. Pralin, şimdi daha yenilikçi ve kapsayıcı bir lezzet sanatı haline geldi.