Büyülü Gerçekçilik akımı nedir ? Dünya Edebiyatı’ndaki temsilcileri kimlerdir ?
Fantastik gerçekçilik olarak da bilinen Büyülü gerçekçilik çoğu zaman Gerçeküstücülük ile karıştırılan bir edebi akımdır. Hem edebiyat hem de sanat alanında birçok çalışmaya örnek olmuştur. Akımın en önemli özelliği ister hikaye, ister roman, ister resim ya da heykel olsun gerçeküstü öğelerin yoğun olarak anlatımda kullanılmasıdır. Esasları ilk defa Alman tarihçi ve sanat eleştirmeni Franz Roh tarafından ortaya konmuştur. Bu akıma bağlı kalınarak yazılan roman ve hikaye türü eserlerde soyut öğeler önemli yer tutar. Bu öğelerin çoğunluğu akla yani rasyonelliğe değil kişinin hayal gücüne hitap eden şeylerdir. Uçan halılar, sihirli ya da büyülü nesneler en güzel örneklerdir. Bu tür eserlerde sürükleyicilik hakimdir.
İlk defa XVIII. yüzyılda ortaya çıkmıştır. İlk örnekleri resim sanatında verilmiştir. Fakat öne çıktığı alan edebiyattır. Dünya Edebiyatı’nda öne çıkan isimler Gabriel Garcia Marquez, Jorge Luis Borges, Carlos Fuentes, Haruki Murakami, Toni Morrison, Mikhail Bulgakov, Miguel Angel Asturias, Isabel Allende, Jose Saramago, Ralph Ellison, Yann Martel, Angel Flores, Massimo Bontempelli, Alejo Carpentier, Angela Carter gibi çoğunluğu Latin Amerika’da yaşayan yazarlardır. Türk Edebiyatı’nda ise Nazlı Eray, Latife Tekin, Hüseyin Rahmi Gürpınar akla gelen ilk isimlerdir.
Gabriel Garcia Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık, Jorge Luis Borges’in Alçaklığın Evrensel Tarihi, Toni Morrison’un Süleyman’ın Şarkısı, Isabel Allende’nin Ruhlar Evi, Haruki Murakami’nin Sahilde Kafka, Mikhail Bulgakov’un Usta ile Margarita isimli romanları Büyülü Gerçekçilik denildiği zaman akla gelen ilk örneklerdir.
Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm ve Nazlı Eray’ın Aşık Papağan Barı isimli romanları da akımın edebiyatımızdaki en göze çarpan örnekleridir. Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın birçok romanında, Peyami Safa’nın Matmazel Noraliya’nın Koltuğu isimli romanında ve İhsan Oktay Anar’ın çeşitli eserlerinde akıma özgü üslup ve unsurlar ağır basmaktadır.